İlaçlara Dirençli Bakterilere Karşı UVC Verimliliği

Mikrobiyal İlaç Direnci

Alexander Fleming, 1928’de “penisilin” adlı ilk antibiyotiği keşfetti ve seri üretim mümkün olduğunda, İkinci Dünya Savaşı’nda Müttefik Kuvvetler tarafından yaraları ve ameliyat sonrası enfeksiyonları tedavi etmek için yaygın olarak kullanıldı (1). Savaştan sonra, penisilin genel nüfusa reçete edilmeye başlandı ve burada yaygın bir şekilde “harika bir ilaç” olarak karşılandı. Bilim insanları, bakterilerin neden olduğu bulaşıcı hastalık tehdidinden arınmış bir gelecek öngördüler. Ancak Fleming, keşfi için 1945’te Nobel Ödülü’nü kazandığında, Nobel dersinde bakterilerin “penisiline kolayca dirençli hale gelmeleri” konusunda çoktan uyarıda bulunmuştu (2). Bu direnç, antibiyotiklerin daha geniş klinik kullanıma girmeden önce bile gözlemlenmişti. O zamandan beri çok sayıda antibiyotik keşfedildi ve bu sayede bakterilerin (pnömoni, tüberküloz, kolera, tifo, difteri) neden olduğu korkunç bulaşıcı hastalıklar, eski zamanlar ki pandemiye sebebiyet vermedi. Antibiyotikler sayesinde ameliyat, kaza sonucu travma ve doğum çok daha güvenli hale geldi.

Şekil 1: Penisilin Kimyasal Formülasyonu

Bununla birlikte, son 60 yılda antibiyotik direncinin gelişimi yavaşlamak yerine hızlanmıştır (Tablo 1). Bunun nedenleri çok ve çeşitlidir. Klinik tıpta küresel antibiyotik tüketimi 2000 ile 2010 arasında yaklaşık % 40 arttı. Ancak bu rakam, bazı ülkelerde azalan kullanım modellerini ve diğerlerinde hızlı büyümeyi maskeliyor. Farklı ülkeler arasında büyük farklılıklar vardır. Kişi başı yıllık antibiyotik tüketimi, gelişmiş ülkelerde bile 10 kattan fazla değişmektedir. Antibiyotiklerin aşırı ve uygunsuz kullanımı, reçetesiz bulunabilmeleri nedeniyle birçok yerde kolaylaştırılmakta ve bazı bölgelerde pazarda sahte ve standart altı antibiyotikler bulunmaktadır. Uluslararası seyahatin hızı ve hacmi, antibiyotiğe dirençli patojenlerin küresel olarak yayılması için yeni fırsatlar yaratıyor. Bakteriler, genetik materyallerini birbirleriyle kolayca paylaşabilir ve benzeri görülmemiş bir hızda yeni dirençli suşlar oluşturabilir.

Gloria Guglielmi’nin belirttiği üzere Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm antibiyotiklerin neredeyse %80 ‘inin insanlar tarafından alınmaması, hayvancılık yemlerinde kullanılması en büyük problemdir (3). İneklere, domuzlara ve tavuklara, daha hızlı büyümelerini sağlamak ve doğal olarak sağlıksız fabrika çiftliği koşullarında bu hayvanları sağlıklı tutmak için uygulanırlar. 2013 yılında dünya çapında gıda hayvanlarında 131.000 tondan fazla antibiyotik kullanıldı; 2030 yılına kadar 200.000 tonun üzerinde olması bekleniyor.

Antibiyotik tanıtıldı

Antibiyotik direnci belirlendi

1943 penisilin

1943 penisiline dirençli Staphylococcus

1950 tetrasiklin

1959 tetrasikline dirençli Shigella

1953 eritromisin

1978 eritromisine dirençli Pnömokok

1960 metisilin

1962 metisiline dirençli Staphylococcus

1967 gentamisin

1979 gentamisine dirençli Enterococcus

1972 vankomisin

1988 vankomisine dirençli Enterococcus

1985 seftazidim

1987 seftazidime dirençli Enterobacteriaceae

1985 imipenem

1998 imipenem dirençli Enterobacteriaceae

1996 lefloksasin

1996 lefloksasine dirençli Pnömokok

2000 linezolid

2001 linezolide dirençli Staphylococcus

2003 daptomisin

2005 daptomisine dirençli Staphylococcus

2010 seftarolin

2011 seftaroline dirençli Staphylococcus

Tablo 1. Yeni antibiyotiklerin kullanıma sunulmasının zaman çizelgesi ve ortaya çıkan ilk direnç raporları

Antibiyotiklerin gerçek değeri, enfeksiyona bağlı ölüm ve hastalıkları önlemenin ötesine geçer; çünkü antibiyotikler, kanser tedavisinde kemoterapi veya radyasyon tedavisi ile veya organ naklinde meydana gelen, bağışıklık sistemine komplikasyon oranlarını düşük tutan ciddi iyatrojenik saldırıya izin verir (4). Bu nedenle antibiyotikler, modern tıbbın tüm yelpazesinde son derece değerli bir kaynaktır (5). Bununla birlikte, çoklu ilaca dirençli ve pandilaca dirençli bakteri suşları ve neden oldukları ilgili enfeksiyonlar, dünya çapında halk sağlığı için ortaya çıkan tehditler haline gelmiştir (6). Bu enfeksiyonlar, yaklaşık iki kat daha yüksek ölüm oranı ve oldukça uzun süreli hastanede kalış süreleri ile ilişkilidir (7). Antibiyotiğe dirençli mikropların neden olduğu enfeksiyonların tedavisi, sınırlı sayıda tedavi seçeneği nedeniyle genellikle istisnai bir şekilde zordur (8). Bu nedenle, çoklu ilaca dirençli suşlarını öldürmek için alternatif antimikrobiyal yaklaşımlar için kapsamlı bir araştırmaya acil bir ihtiyaç vardır, bu da direnç gelişmesine neden olma olasılığı düşük olan yöntemlere odaklanır (9-11). Yakın zamanda, Karen Bush ve ark. bulaşıcı hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için yeni antibiyotik olmayan yaklaşımların yüksek öncelikli uluslararası araştırma ve geliştirme hedefleri olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret etti (12).

Bu hedefe ulaşmak için ümit verici, yenilikçi bir yaklaşım, canlı dokuyu enfekte eden patojenik ve dirençli mikropları, o dokuya kabul edilemez bir zarar vermeden etkisiz hale getirmek için ışık temelli yaklaşımların kullanılmasıdır.

Güvenli ve Etkili UVC

UV teknolojisinin özellikleri arasında çekici olanı, bir hedef patojeni ve diğer özel uygulamaları kontrol etmek için etkili bir şekilde uygulanabilen tercih edilen bir dalga boyunun seçilmesinin mümkün olmasıdır, çünkü UV kaynağına göre çeşitli monokromatik dalga boyları üretilebilir. Çeşitli dalga boylarını üretebilen bazı tipik UV kaynakları arasında UV ışık yayan UVC 254 nm düşük basınçlı cıva en fazla tercih edilendir. İçerdiği farklı mekanizmalar nedeniyle mikrobiyal inaktivasyon üzerinde sinerjistik bir etki gösteren dalga boylarını birleştiren inovatif teknolojisi uygulanabilir (13). Sonuç olarak sinerjik etkiyi temsil eden kombinasyon ile patojeni istenen düzeye indirmek için gerekli durum yoğunluğunu düşürerek girdi enerjisini düşürmek ve artan inaktivasyon etkisi ile patojenlere karşı güvenliği sağlamak mümkündür (14, 15).

Mikrobiyal inaktivasyon için farklı dalga boyları için çeşitli sinerjik etkisi üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bunlar arasında en fazla tercih edilen, UVC ‘ler 254 nm dalga boyunda düşük basınçlı cıva lambaların inaktivasyon etkileridir (16, 17).

UVC ışığı, 200 ila 280 nm dalga boyları arasındaki elektromanyetik ışınlamadır. UV ışığının, özellikle UVC ‘nin yüksek oranda antiseptik olduğu bir süredir bilinmektedir (18). 254 nm dalga boyuna sahip UVC ışığı, düşük basınçlı bir cıva buharlı lambadan kolayca üretilir ve yaygın olarak mikrop öldürücü UV olarak bilinen birçok mikrobiyal türü inaktive etmek ve öldürmek için kullanılır (19). UVC ışığının antimikrobiyal mekanizması, siklobütan pirimidin dimerleri ve 6,4 fotoürünler gibi çeşitli mutajenik ve sitotoksik DNA lezyonlarının üretiminin neden olduğu DNA’ya zarar verme kabiliyetine dayanır (20, 21). Şekil 2 de ayrıntılı fotoğrafı konulan DNA’nın transkripsiyonu, translasyonu ve replikasyonu, işlemlerine etki ederek hücre ölümüne yol açar (22). Ortopedik cerrahi prosedürler sırasında ameliyathanelerin antiseptik UVC ile ışınlanmasının cerrahi alan enfeksiyonlarının oranını azalttığı bildirilmiştir (23).

Yeni nesil çalışmalarla 254 nm ışık yayan antiseptik UVC lambaları ile ortamdaki biyolojik zararlılarla mücadele, enfeksiyon kontrolü ve steril ortam elde edilmesi için yapılan çalışmalar büyük umut vermektedir (24). 

Şekil 2: DNA Modeli

Bakterilerdeki Antibiyotik Direncine Karşı UVC

Gram pozitif bakteriler, gram negatif bakterilere göre daha kolay inaktive edilir. İki grubun duyarlılığındaki farklılık, farklı hücre duvarı bileşimleriyle ilgilidir. Gram pozitif bakterilerin çoğu, nispeten yüksek derecede gözeneklilik sergileyen, negatif yüklü birkaç peptidoglikan katmanından oluşan bir hücre duvarına sahiptir. 30.000-60.000 moleküler ağırlığa sahip makromoleküller (örneğin glikopeptitler ve polisakkaritler) bu yapıdan kolayca geçebilirler. Sonuç olarak, moleküler ağırlığı genellikle 1500 ila 1800 Da arasında yer aldığından polimoleküllerin çoğu membranlarından geçebilir (25). Aksine, gram-negatif bakteriler hücre duvarında, peptidoglikan tabakasının dışında olan, oldukça organize edilmiş ek bir dış zar sergiler. Dış zarın asimetrik doğası, çeşitli moleküllerin iç zarına geçişine izin vermeyen fosfolipidlerinin, proteinlerinin, lipoproteinlerinin ve negatif yüklü lipopolisakkaritlerinin dağılımından kaynaklanmaktadır (26). Bununla birlikte, 600-700 Da’lık hidrofilik moleküller porinler yoluyla kullanılamaz (27).

“Güvenli UVC” nin altında yatan mantık, dalga boyu en yaygın kullanılan UVC dalga boyunun (yani 254 nm’de düşük basınçlı cıva lambası) proteinin absorpsiyon katsayısının logaritmik bir şekilde yükselirken nükleik soğurma katsayısıdır. Absorpsiyondaki bu değişikliğin sonucu olarak 254 nm’lik bir fotonun DNA molekülüne zarar verme şansına sahip olması ve ökaryotik bir hücrenin sitozolünü oluşturan proteine ​​de nüfuz edebilmesidir. Prokaryotik olan bakteriyel canlıların gram pozitif ve gram negatif hücre duvarı farklılığına etki eden 254 nm UVC ışınları, DNA molekülüne etki ederek inaktivasyon için kullanılabilir. Ökaryotik hücreler, prokaryotik bakteri hücrelerinden çok daha büyük olduklarından, içlerinde çok daha fazla protein bulunur. Ökaryotik hücrelerde DNA, plazma zarından ayrılan çekirdeğin içinde yoğunlaşır. Prokaryotik hücrelerde DNA, kromozomal DNA’nın bulunduğu bir sitoplazma bölgesi olan nükleoidde bulunur. Bakterilerin zara bağlı bir çekirdeği yoktur, sadece DNA ipliklerinin bulunduğu sitoplazma alanıdır. Çoğu bakteri, birkaç türün iki veya daha fazla kromozoma sahip olmasına rağmen, çoğalmaya uğrayan tek, dairesel bir kromozoma sahiptir. Plazmid adı verilen daha küçük dairesel DNA zincirleri de sitoplazmada bulunur (28, 29).

254 nm dalga boyuna sahip düşük basınçlı cıvalı bir UVC ile inaktive edilecek bir mikroorganizmanın vazgeçilmez bir özelliği, fotosensitize edicilerin varlığıdır. Ayrıca, son çalışmalar, S. aureus, Metisilin Dirençli S. aureus, P. aeruginosa, Klebsiella pneumoniae, Clostridium difficile, Streptococcus pyogenes, Mycobacterium spp, Salmonella gibi hastane ortamlarında yaygın olarak bulunan çeşitli mikrobiyal suşlarda endojen fotosensitize edici kromoforların varlığını göstermiştir. Özellikle, gram-pozitif bakterilerin 254 nm UVC ‘ye gram-negatif bakterilerden daha duyarlı olduğu varsayılır (30).

Daha önce de belirtildiği gibi, antibiyotiklerin en büyük kusurlarından biri, bir süre kullanımdan sonra direncin ortaya çıkmasıdır. Bu durum çoklu ilaca dirençli organizma enfeksiyonlarının tedavi edilememesine yol açar. Tersine, 254 nm UVC, klasik ilaç direnç profillerinden bağımsız olarak çok çeşitli patojenlere karşı etkilidir (31-33). Birkaç araştırmacı, UVC ‘ye karşı direncin ortaya çıkma potansiyelini anlamaya çalıştı. Guffey ışık tedavisi doğru kullanılmazsa S. aureus ‘un az olasılıkla direnç geliştirebileceğini keşfetti (34). Ancak, diğer ışık tedavisi yöntemlerine benzer şekilde 254 nm UVC ‘ye direncin oluşma ihtimalinin çok düşük olduğu bulunmuştur (35,36).

Çok sayıda çalışma, 254 nm UVC ‘nin patojenik bakterileri ve antibiyotik dirençli bakterileri etkisiz hale getirme etkinliğini kabul etti. Son zamanlarda Huang ve ark. E. coli koloni oluşturan birimleri (CFU) 4-5 log10 azaltabilmiştir (37). Başka bir çalışmada Fila vd. yabani tip ve çoklu ilaca dirençli P. aeruginosa 5,2 ve 8 log10 CFU kadar başarılı bir şekilde azaltmıştır (38).

Wang vd. 254 nm UVC ‘nin biyofilmlerdeki gram-negatif patojenlere karşı ilgili antimikrobiyal aktivitesini doğrulamış, bu da 5.59 log10 CFU A. baumannii biyofilmini ve 5.02 log10 CFU P. aeruginosa ‘yı azaltmıştır (31). Halstead vd. K. pneumoniae ve E. faecium dâhil olmak üzere in vitro olarak test edilen 34 farklı planktonik faz bakterisinin tamamının 254 nm UVC ‘e duyarlı olduğunu ve bunların %71 ‘inin 15 ila 30 dakika maruz kaldıktan sonra 5 log10 CFU düşüş yaşadığını gösterdi. Bakteriyel biyofilmler de önemli düşüşler yaşadı (39). Moorhead vd. sporların inaktivasyonu 10 kat daha fazla ışık dozu gerektirmesine rağmen C. difficile bitkisel hücreleri ve sporları 6 log10 CFU ile inaktive edebildiler (40). Zhang vd. tek bir ışığa maruz kalmanın ardından C. albicans ‘ın 6.75 log10 CFU ‘sunu inaktive etti (41). Wang vd. 2017 yılında 254 nm UVC ‘nin patojenleri inaktive etme kapasitesi hakkında bir inceleme yaptı. Hastane kaynaklı olası enfeksiyonlardan sayılan ajanları olan 47’den fazla farklı patojenin 254 nm UVC tarafından başarıyla inaktive edildiğini doğruladılar (42).

Sonuçlar

Işık temelli yaklaşımların temel avantajlarından biri, doğada geniş spektrumlu olması ve bakteriler (gram pozitif, gram negatif, mikobakteriler), mantarlar (mayalar ve ipliksi mantarlar), virüsler (DNA ve RNA) ve parazitler dahil olmak üzere her türlü mikrobu etkili bir şekilde yok edebilmesidir.

Bu çalışmada antibiyotiklere dirençli bakterilere karşı mücadelede kullanılabilecek farklı UVC uygulamasının çalışmaları anlatıldı. Son çalışmalar, bilinen tüm sınıfların patojenlerine karşı ışık aracılı teknolojinin uygulamalarının çeşitliliğini vurgulamıştır. UVC ilaçlara dirençli bakterilerde, gram pozitif ve gram negatif bakterileri, mantarları, endosporları, parazitleri, virüsleri ve hatta protein toksinlerini öldürmek veya etkisizleştirmek için kullanılabilir. Etki mekanizmaları, farklı mikrobiyal tiplere ve UVC dalga boyuna ve varlığına bağlıdır. Biyolojik silah ajanlarında bu biyolojik hedeflerin geniş bir şekilde ortaya çıkması, ışık aracılı teknolojinin büyük olasılıkla çok geniş spektrumlu olduğu anlamına gelir. Böylece herhangi bir kitlesel biyolojik saldırıda belirli bir ajanın kimliğini bilme ihtiyacını ortadan kaldırır. Ayrıca, ışık aracılı inaktivasyona karşı direnç gelişimi, ilaçlara direnç gösteren bakterilerde bile muhtemelen mevcut olmayacaktır.

UVC, ışık kirletici değildir ve çevre dostudur. Ortam sterilizasyonu için ışık bazlı teknolojinin kullanılması, bunların, çevresel bir kirlilik yaratmadan, biyolojik ajanlara maruz kalmış alanları dekontamine etmek için faydalı olabileceğini düşündürmektedir. Son olarak, ışığa dayalı inaktivasyon, antijen içerikli hücrelere korurken patojenleri öldürdükleri için sadece zararlı biyolojik hedefleri etkilediği söylenebilir.

UVC ışınlarının önemli avantajı, antibiyotiklere direnç kazanmış bakterilerin, ölümcül olmayan öldürme döngülerinin kasıtlı olarak tekrar tekrar uygulanması ve ardından yeniden büyümeyle yapay olarak dirençli bakteriler üretmenin imkânsız olduğu kanıtlanmıştır.

Buna benzer makaleleri yazdığımızda sizinle paylaşmamızı ister misiniz?

KAYNAKLAR

  • Fleming A (1929). On the Antibacterial Action of Cultures of a Penicillium, with Special Reference to their Use in the Isolation of B. influenzæ. Br J Exp Pathol 10, 226–236.
  • Fleming A (12 11, 1945). Penicillin. Nobel Lecture.
  • Guglielmi G (2017). Are antibiotics turning livestock into superbug factories? Science.
  • Youngblood WJ, Gryko DT, Lammi RK, Bocian DF, Holten D and Lindsey JS. (2002). Glaser-mediated synthesis and photophysical characterization of diphenylbutadiyne-linked porphyrin dyads. J Org Chem. 67, 2111–2117.
  • Smith R and Coast J. (2013). The true cost of antimicrobial resistance. Br Med J. 346, f1493.
  • Kraus CN (2008). Low hanging fruit in infectious disease drug development. Curr Opin Microbiol. 11, 434–438.
  • Munoz-Price LS, Poirel L, Bonomo RA, Schwaber MJ, Daikos GL, Cormican M, Cornaglia G, Garau J, Gniadkowski M, Hayden MK, Kumarasamy K, Livermore DM, Maya JJ, Nordmann P, Patel JB, Paterson DL, Pitout J, Villegas MV, Wang H, Woodford N and Quinn JP. (2013). Clinical epidemiology of the global expansion of Klebsiella pneumoniae carbapenemases. Lancet Infect Dis. 13, 785–796.
  • Yoneyama H and Katsumata R. (2006). Antibiotic resistance in bacteria and its future for novel antibiotic development. Biosci Biotechnol Biochem. 70, 1060–1075.
  • Hamblin MR and Hasan T. (2004). Photodynamic therapy: a new antimicrobial approach to infectious disease? Photochem Photobiol Sci. 3, 436–450.
  • Maisch T (2007). Anti-microbial photodynamic therapy: useful in the future? Lasers Med Sci. 22, 83–91.
  • Maisch T, Hackbarth S, Regensburger J, Felgentrager A, Baumler W, Landthaler M and Roder B. (2011). Photodynamic inactivation of multi-resistant bacteria (PIB) – a new approach to treat superficial infections in the 21st century. J Dtsch Dermatol Ges. 9, 360–366.
  • Bush K, Courvalin P, Dantas G, Davies J, Eisenstein B, Huovinen P, Jacoby GA, Kishony R, Kreiswirth BN, Kutter E, Lerner SA, Levy S, Lewis K, Lomovskaya O, Miller JH, Mobashery S, Piddock LJ, Projan S, Thomas CM, Tomasz A, Tulkens PM, Walsh TR, Watson JD, Witkowski J, Witte W, Wright G, Yeh P and Zgurskaya HI. (2011). Tackling antibiotic resistance. Nat Rev Microbiol. 9, 894–896.
  • Rahman S, Khan I, Oh DH. 2016. Electrolyzed water as a novel sanitizer in the food industry: current trends and future perspectives. Comp Rev Food Sci Food Safety 15:471– 490. https://doi.org/10.1111/1541-4337.12200.
  • Leistner L. 2000. Basic aspects of food preservation by hurdle technology. Int J Food Microbiol 55:181–186. https://doi.org/10.1016/S0168-1605(00)00161-6.
  • Khan I, Tango CN, Miskeen S, Lee BH, Oh D-H. 2017. Hurdle technology: a novel approach for enhanced food quality and safety—a review. Food Control 73:1426 –1444. https://doi.org/10.1016/j.foodcont.2016.11.010.
  • Ramsay IA, Niedziela J-C, Ogden ID. 2000. The synergistic effect of excimer and low-pressure mercury lamps on the disinfection of flowing water. J Food Prot 63:1529 –1533. https://doi.org/10.4315/0362-028X-63.11.1529.
  • Chevremont A-C, Farnet A-M, Coulomb B, Boudenne J-L. 2012. Effect of coupled UV-A and UV-C LEDs on both microbiological and chemical pollution of urban wastewaters. Sci Total Environ 426:304 –310. https://doi.org/10.1016/j.scitotenv.2012.03.043.
  • Gupta A, Dai T, Avci P, Huang YY and Hamblin MR. (2013). Ultraviolet Radiation in Wound Care: Sterilization and Stimulation Adv Wound Care. doi:10.1089/wound.2012.0366.,doi:
  • Chang JC, Ossoff SF, Lobe DC, Dorfman MH, Dumais CM, Qualls RG and Johnson JD. (1985). UV inactivation of pathogenic and indicator microorganisms. Appl Environ Microbiol. 49, 1361–1365.
  • Poepping C, Beck SE, Wright H and Linden KG. (2014). Evaluation of DNA damage reversal during medium-pressure UV disinfection. Water Res. 56, 181–189.
  • McCready S (2014). An immunoassay for measuring repair of UV photoproducts. Methods Mol Biol. 1105, 551–564.
  • Gurzadyan GG, Gorner H and Schulte-Frohlinde D. (1995). Ultraviolet (193, 216 and 254 nm) photoinactivation of E. coli strains with different repair deficiencies. Radiat Res. 141, 244–251.
  • Ritter MA, Olberding EM and Malinzak RA. (2007). Ultraviolet lighting during orthopaedic surgery and the rate of infection. J Bone Joint Surg Am. 89, 1935–1940.
  • Dai T, Garcia B, Murray CK, Vrahas MS and Hamblin MR. (2012). UVC Light Prophylaxis for Cutaneous Wound Infections in Mice. Antimicrob Agents Chemother. 56, 3841–3848.
  • Jori, G.; Fabris, C.; Soncin, M.; Ferro, S.; Coppellotti, O.; Dei, D.; Fantetti, L.; Chiti, G.; Roncucci, G. Photodynamic therapy in the treatment of microbial infections: Basic principles and perspective applications. Lasers Surg. Med. 2006, 38, 468–481.
  • Maisch, T.; Szeimies, R.M.; Jori, G.; Abels, C. Antibacterial photodynamic therapy in dermatology. Photochem. Photobiol. Sci. 2004, 3, 907–917.
  • Nikaido, H. Prevention of drug access to bacterial targets: Permeability barriers and active e_ux. Science 1994, 264, 382–388.
  • Dai T, Kharkwal GB, Zhao J, St Denis TG, Wu Q, Xia Y, Huang L, Sharma SK, d’Enfert C and Hamblin MR. (2011). Ultraviolet-C light for treatment of Candida albicans burn infection in mice. Photochem Photobiol. 87, 342–349. [PubMed: 21208209]
  • Eliasson B and Kogelschatz U. (1988). UV excimer radiation from dielectric-barrier discharges, Appl. Phys. B Lasers Opt. 46, 299–303.
  • Maclean, M.; McKenzie, K.; Anderson, J.G.; Gettinby, G.; MacGregor, S.J. 405 nm light technology for the inactivation of pathogens and its potential role for environmental disinfection and infection control. J. Hosp. Infect. 2014, 88, 1–11.
  • Wang, Y.;Wu, X.; Chen, J.; Amin, R.; Lu, M.; Bhayana, B.; Zhao, J.; Murray, C.K.; Hamblin, M.R.; Hooper, D.C.; et al. Antimicrobial Blue Light Inactivation of Gram-Negative Pathogens in Biofilms: In Vitro and In Vivo Studies. J. Infect. Dis. 2016, 213, 1380–1387.
  • Zhang, Y.; Zhu, Y.; Gupta, A.; Huang, Y.; Murray, C.K.; Vrahas, M.S.; Sherwood, M.E.; Baer, D.G.; Hamblin, M.R.; Dai, T. Antimicrobial blue light therapy for multidrug-resistant Acinetobacter baumannii infection in a mouse burn model: Implications for prophylaxis and treatment of combat-related wound infections. J. Infect. Dis. 2014, 209, 1963–1971.
  • Dai, T.; Gupta, A.; Huang, Y.Y.; Sherwood, M.E.; Murray, C.K.; Vrahas, M.S.; Kielian, T.; Hamblin, M.R. Blue light eliminates community-acquired methicillin-resistant Staphylococcus aureus in infected mouse skin abrasions. Photomed. Laser Surg. 2013, 31, 531–538.
  • Gu_ey, J.S.; Payne, W.; Martin, K.; Dodson, C. Delaying the onset of resistance formation: E_ect of manipulating dose, wavelength, and rate of energy delivery of 405-, 464-, and 850-nanometer light for Staphylococcus aureus. Wounds 2014, 26, 95–100.
  • Tomb, R.M.; Maclean, M.; Coia, J.E.; MacGregor, S.J.; Anderson, J.G. Assessment of the potential for resistance to antimicrobial violet-blue light in Staphylococcus aureus. Antimicrob. Resist. Infect. Control 2017, 6, 100–112.
  • Yin, R.; Dai, T.; Avci, P.; Jorge, A.E.; de Melo, W.C.; Vecchio, D.; Huang, Y.Y.; Gupta, A.; Hamblin, M.R. Light based anti-infectives: Ultraviolet C irradiation, photodynamic therapy, blue light, and beyond. Curr. Opin. Pharmacol. 2013, 13, 731–762.
  • Huang, S.T.; Wu, C.Y.; Lee, N.Y.; Cheng, C.W.; Yang, M.J.; Hung, Y.A.; Wong, T.W.; Liang, J.Y. E_ects of 462 nm Light-Emitting Diode on the Inactivation of Escherichia coli and a Multidrug-Resistant by Tetracycline Photoreaction. J. Clin. Med. 2018, 7, 1–15.
  • Fila, G.; Kawiak, A.; Grinholc, M.S. Blue light treatment of Pseudomonas aeruginosa: Strong bactericidal activity, synergism with antibiotics and inactivation of virulence factors. Virulence 2017, 8, 938–958.
  • Halstead, F.D.; Thwaite, J.E.; Burt, R.; Laws, T.R.; Raguse, M.; Moeller, R.;Webber, M.A.; Oppenheim, B.A. Antibacterial Activity of Blue Light against Nosocomial Wound Pathogens Growing Planktonically and as Mature Biofilms. Appl. Environ. Microbiol. 2016, 82, 4006–4016.
  • Moorhead, S.; MacLean, M.; Coia, J.; MacGregor, S. Inactivation of C. di_cile by 405 nm HINS-light. In Proceedings of the 8th Annual Scottish Environmental and Clean Technology Conference, Glasgow, Scotland, 26 June 2014.
  • Zhang, Y.; Zhu, Y.; Chen, J.; Wang, Y.; Sherwood, M.E.; Murray, C.K.; Vrahas, M.S.; Hooper, D.C.; Hamblin, M.R.; Dai, T. Antimicrobial blue light inactivation of Candida albicans: In vitro and in vivo studies. Virulence 2016, 7, 536–545.
  • Wang, Y.;Wang, Y.;Wang, Y.; Murray, C.K.; Hamblin, M.R.; Hooper, D.C.; Dai, T. Antimicrobial blue light inactivation of pathogenic microbes: State of the art. Drug Resist. Updat. 2017, 33–35, 1–22.

Related Blogs